Veda üzerine…

Saydım. Bir veda tam 14 satıra sığarmış, ‘sevgiyle kal’ kısmı hariç. Sustum. Bir kalbi duymak için geçen 28 saatlik sessizliğin sonu hiç bir şarkıya çıkmazmış. Öğrendim.  Her noktanın altına koyduğum virgüller anlatmak istediğim hiç bir şeyi kurtarmaya yetmezmiş. Gördüm. Ayrılığın her bir yüzünden kaçırdığım gözlerim, bir damla akıtmak için yüzlerce buzdan ayna yaptırmış. Anladım. Hayatın içinden değil, hayat benim içimden akıp gider sanırken, Akdeniz’in asla karaya vurmayacak bir dalgasına sakladığım yanım, hiç kimsenin okyanusuna varamamış. Sayamadım. 14 satırlık vedanın fırtınaya çarpan, göz yaşlarına bölen, ayda tutulan, cehennemin 9 katından 900bin kez geçen el titreyişleri, hiç bir depremin sarsamayacağı kristal bir deniz fenerini yerle bir edebilecek kadar güçlüymüş. Susamadım.  Ruhumda  kayan her bir yıldız için, en gürültülü vuruşuyla kabullenişimin,  kalbin için özürmüş dilediğim. Öğrenemedim. Anlaşılmak için geriye çekilen her ağrım, fırtınadan korunmak için değil fırtınayı içine hapsetmek için ördüğü her bir taşa beni çarpmış. Göremedim.  Ben olduğum için af dilediğim kendim, her yaktığım ateşin gölgesinde saklanıp benimle hep körebe oynamış. Anlayamadım. Fırtınanın ortası olan gözlerin rengi, bir yaşamda hiç bitmeyecek bir vedanın adıymış.

Ve ben daha çok duymak için, hep susacağım… Suskunluğumu duyan var; biliyorum.

Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s